Bir Yudum Sütlü Çay!....

Frodo,işleri biter bitmez hızla daireden ayrılıp evine gitmis ve ustunu deistirip dosdogru Madam Puddifoot'un Çayhanesi'ne gelmisti.Burada eski dostu Elros ile bulusacaktı...
Çayhane oldukca kucuk ve basık bir yerdi.Hani pek de musterisi yoktu ama oldukca bunaltıcıydı.Frodo, Elros'u beklerken Madam Puddifoot ile kısa bir sohbet etmiş ve bir bardak cayını içmişti.Simdi de masasında pek de okuyucusu olmayan haftalık bir dergi okuyordu.Tam dikkatini onemli bir soylesi cekmisti ki dukkanın kapısı hızla acıldı ve iceri pelerininin icine saklanmıs halde sırılsıklam bir adam girdi.Uzun boylu bir adamdı ve yesil gozleri hariç yuzunun geri kalanı pek secilmiyordu.Evet bu adam Frodo'nun bekledigi kişiydi...

''Bu lanet olası yerde her gün yağmur yağıyor!''diye homurdandı içeri girerken Elros...Kukuletasının altından sarkan saçları sırlsıklamdı, çayhanenin tahta zeminine muntazaman damlayan suların tekdüze sesi, mekanın monotonluğunu kıramamış gibiydi.Frodo'yla el sıkışıp yanına oturan genç Büyücü, Madam dan nazikçe çay istedi, ardından söze başladı:''Bakanlık ta bu tür konuları konuşmak pek de güvenli sayılmaz kardeşim.Burada buluşmamız daha uygun oldu bence, yine de...''Etrafa dikkatle baktı, kendilerinden başka kimse olmamasına rağmen ekledi:''Derin mevzular derin yerlerde konuşulup oralarda kalmalıdır, derler ki Bakan ın casusları şimdiden etrafta gezinip bazı dili uzunları Azkaban a tıkmaya başlamışlar.''Gelen çaydan bir yudum alıp devam etti:''Temizlik erken başlamış anlaşılan, sen ne dersin?''

"Şüphesiz!"diye ekledi Frodo.Yuzunden;kalbinde tasıdıgı nefretin derinligi anlasılabilirdi."Kahretsin!" dermişcesine egildi ve cayından bir yudum aldı.Ardından Elros'a dondu tekrar:
"Soylesene Elros peki bunlara karsın Alwen neden hâlâ bu kadar sessiz?".Dısarıya bi goz gezdirdi ve devam etti:
"Neyin pesinde bu adam.Plânı ne?"Frodo sozunu bitirip Elros'a dondugunde yine aynı manzarayla;bir çift yeşil gozlerle karsılastı.Aynı sekilde alev alev parlıyordu...

''Bak kardeşim:''diye başladı Elros, kendini kontrol etmeye başlayıp gözlerindeki parıltı sönene kadar öylece bekledikten sonra...''Kara Mağaradaki karşılaşma her ne kadar Gelecek Postası yazmamış olsa da herkesin dilinde, yine de söylentileri gerçeklerden ayırd etmek hayli güçleşti bu günlerde.''Parmağındaki yeşil taşlı yüzüğüyle oynarken devam etti:''Ve Alwen in kardeşine karşı açık bir saldırı yapamayacağı ortada, fakat bu gizli çatışmaların olmayacağı anlamna gelmez.Bizim görevimiz de...''Başını kaldırıp sustu.Kesinlikle mesjı almıştı Frodo...

Frodo kendinden emin bir sekilde basını salladı:"O halde yapacagımız sey belli.Bana hedefleri baykus postası ile bildirirsin.Cunku artık apacık gorusmesek daha iyi.Gizli mekanlar biliyorum.Oralarda da bulusabiliriz....
Ardından bir sessizlik coktu ve ikiside cayları bitene dek konusmadılar.Sonunda sessizligi yine Frodo bozdu:"Bu arada Darius nerede haberin var mı?En son Hogwarts da is aradıgını duydum."...

''Ah, onunla pek de sık görüşmedik bu aralar, işler karışık ve herkes kendi kirli çamaşırlarını saklamakla meşgul zira...Yine de Hogwarts' ta iş bulması sevindirdi beni, şu an oradan güvenlisi yok.''Elini uzun ve gür saçlarına daldırdı, parlak altın sarısı teller biraz dalgalandıktan sonra yine eski şekillerine döndüler: ortadan ayrılmış, düz.Elros çayını bitirip piposunu yaktı, zevkle içine çektiği dumanı savurduktan sonra devam etti:''Bu işi açıklığa kavuşturana kadar rahat olamayacağız belli, ama yine de aklımda kardeşim, en son evlenmek üzere olduğunu hatırlıyordum...''

Frodo basını umutsuzca salladı:"Aa hiç açma dostum.Hatırlamak istemediğim bir dönem o.".Bir iç çekti ve uzaklara daldı.Bir süre dısarıyı izledikten sonra tekrar Elros'a dondu.Toplanıyor gibiydi:
"Dostum ben eve geçeceğim.Beraber çıkmak isterdim ama sen galiba kalacaksın.Zira yağmuru sevmiyosun.".Elros tatlı bir gulumsemeyle Frodo'ya goz kırptı ve tokalaşıp ayrıldılar.Frodo tam dukkandan cıkarken ucret aklına geldi ama Elros'un içerde olduğunu hatırlayınca hiç istifini bozmadan sakin bir sekilde dükkandan ayrıldı...