catlakkazan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

~Eragon ve Silmarwen'in Asası~

2 posters

Aşağa gitmek

~Eragon ve Silmarwen'in Asası~ Empty ~Eragon ve Silmarwen'in Asası~

Mesaj tarafından Frogonry Bagterlayer Paz Tem. 06, 2008 2:44 pm

Eragon, Silmarwen'le ayrıldıkları yere geldiğinde Silmarwen çoktan oraya gelmiş onu bekliyordu. Silmarwen biran önce bu havasız ortamdan çıkmak istediğini Eragon'a sabırsızlıkla anlattı. Gerçekten çok sabırsızdı bu Silmarwen. Silmarwen asa alımından bahsettiğinde Eragon'da onun heyecanına ortak olmuştu ve gitme işine sıcak bakarak:
"Tamam olur" diye cevap vermişti. Gelirken zaten özellikle baktığı yer, üzerinde Ollivendars Asa Dükkanı yazılı bir levha bulunan dükkan olmuştu Eragon'un. Silmarwen ve Eragon, apar topar bir sürü cincücenin arasından sıyrılarak sonunda dışarı çıktılar. Silmarwen, Eragon'a cincücelerin ne olduğunu sormuştu. Aslında Eragon ona gringotts'a girmeden önce onların ismini söylemişti ama Silmarwen herhalde orda onu anlamamıştı. Silmarwwen'e dönerek:
"cincüce onlar" dedi. " Annem bana onlardan bahsetmişti. Onlar bir nevi büyücülerin hazinelerini koruyan muhafızlar. Gerektiğinde gerçekten çok acımasız olabiliyorlarmış ama onlar hakkında daha fazla bir bilgim yok." diye konuşmasını bitirdi ve konuyu daha fazla uzatmadan Silmarwen'le birlikte asa dükkanı'nın bulunduğu yere doğru gittiler. Eragon gerçekten çok heyecanlıydı,çünkü büyülü bir asa onun en çok istediği şeydi şuan için.
Önünde durdukları dükkan daracıktı, ve çatlak kazan'dan bile eski görünüyordu. Kapının üzerinde eskiden yaldızlı olduğunu sandıkları harflerle;
Ollivander'ler: Kusursuz Asa Yapımcıları - Kuruluşu: M.Ö= 382
yazılıydı. Tozlu vitrindeki solmuş mor yastıkta da bir tek asa durmaktaydı.Silmarwen ve Eragon içeri girerlerken dükkanın içinde bir çıngırak çaldı.Ufacık bir yerdi burası ve içerisi tamamen boştu, ince bacaklı bir iskemle ve tavana kadar dizili küçük kutulardan başka görünürde hiçbir şey yoktu. Silmarwen Eragon'u herhalde çok beklediğinden iskemleye doğru oturmaya tam koyulmuştu ki:
"İyi günler," dedi yumuşak bir ses. Eragon yerinden refleks icabı kıpırdadı. Dükkanın karanlık bir bölümünde soluk gözleriyle yaşlı bir adam duruyordu karşılarında.
Eragon çekinerek:
"Merhaba," dedi.
"Evet," dedi adam. "Size de merhaba. Demek Bromret Palretrus'un torunu sizsiniz." dedi gözleriyle Eragon'u delerek adam. " geleceğinizi biliyordum." dedi ve bu seferde Silmarwen'e bakışlarını döndürdü.
"...ve sizde" diye devam ettirdi adam konuşmasına. " Tinehtele soyunun yeni temsilcisisiniz. Sizin de geleceğiniz belliydi."dedi ve sanki birşeyler düşünüyormuşçasına sol elini çenesine koydu.
" Siz iki arkadaşı yanıma teker teker almam da bir sakınca yoktur sanırsam..."dedi. "Bay Silmarwen lütfen arkadaşınızı dışarda bekler misiniz. Asa seçimi son derece hassas bir mevzudur ve siz ikinizin birbirinden etkilenmesini istemem."dedi.
Silmarwen ve Eragon birbirlerine anlamsızca baktılar ve bir an önce asalarını almak istediklerinden Silmarwen dışarı çıktı.Silmarwen dışarı çıktığı an eragon'u şöyle bir süzdü. Byükbabanız ve büyükannenizin hangi asaları aldıkları hala dün gibi aklımda Bay Shadeslayer.Büyükannenizin asası yirmi sekiz santim uzunluğunda,incecik,meşeden yapılmış içerisinde hayatımda gördüğüm en zorlu kartaldan yakalanmış bir tüy bulunan asaydı." burada Eragon Ollivanders'in yerine soluk almıştı. "Büyükbabanızın ise..."dedi Ollivandars daha da yaklaşarak Eragon'a.Eragon adamın gözlerinden rahatsız olmaya başlamıştı. "Büyükbabanız..."diye devam etti yaşlı adam. "o farklı bir asa seçmişti aslına bakarsanız tabi asa büyücüsünü seçer. Büyücü asayı değil. Ona verdiğim asa 33 santim uzunluğunda çınar ağacından bir asaydı. Ama asıl garip olan neydi bilyor musunuz Bay Eragon. Büyükbabanızın asasında bulunan yaratık örneği. Çok garip ki bu bir Chimera kılıydı. Bu tür hayvanlara artık pek yaslanmıyor biliyor musunuz Bay Eragon."
Sanki büyük bir gizem perdesi aralanmıştı ve adamın tüm heyecanı birden doreuk noktasına gelmiş ve sonlanmıştı. Adam birden durdu ve Eragon'u süzdü:
"Asa kolunuz hangisi"dedi sanki çok normal birşeyden bahsediyormuş gibi.
"Ben solağım eğer ondan bahsediyorsanı efendim"dedi Eragon. "Uzatın kolunuzu. Tamam."dedi adam ve Eragon'un omzundan parmağına, bileğinden dirseğine, omzundan ayak ucuna, dizinden koltuk altına ölçüsünü aldı. Sonra da kafasının çevresini ölçtü. Ölçü alırken, "Her Ollivander asasında güçlü bir büyü özü vardır, Bay Eragon," dedi adam." Ben bunlarla bizzat ilgilenirim." Sonunda Ollivander işi bitmiş olacak ki elinde ki mezurayı bırakarak kutuların olduğu bölmeye gitti.
"Öyleyse..."dedi adam kendi kendine."Şunu deneyin Bay eragon...Meşe ağacı ve ejderha yüreği tellerinden. Yirmi yedi santim. Güzel ve esnek. Tutup şöyle bir sallamanız yeter."
Eragon asayı aldı ve (bu işi aptalca bularak) havada salladi, ama Mr Ollivandar asayı Eragon eline aldığı an kaptı.
"Maun ve anka telegi. On sekiz santim. Deneyin..."

Eragon denemeye kalktı, ama daha havaya kaldırdığı an Mr Ollivander asayı çekti aldı. Bu böyle birkaç asa boyunca devam etti. Bir keresinde eragon'a verdiği asa duvardaki bir asalığı yere yatırdı ama yaşlı adam buna hiç aldırmamış gibi görünüyordu. Eragon artık korkmaya başlamıştı ya hiç bir asa ona olmazsa diye.
Ollivander bir sürü kutuya baktıktan sonra bir an durdu. sanki kendi içerisinde bir iç çatışma yaşıyor gibiydi ve en arkadaki asalıklara doğru ilerledi ve bir asa aldı. Asa sanki çok değerli birşeymişçesine getirmişti onu Ollivander ve asayı eragon'a verdi.
Eragon asayı aldığı an içerisinde bir mutluluk hissetmişti. Asanın ucundan bir ışık çıktı ve Eragon'un her tarafını tamamen sardı.Mr Ollivander bunun üzerine:
"Ah, bravo!" diye bağırdı. "Evet, tamam, ah, çok güzel. Vay, vay, vay... Ne tuhaf... Ne kadar tuhaf..." dedi ardındanda. Eragon'un asasını kutusuna koydu yine, kahverengi kağıda sardı; bir yandan da, "Tuhaf... tuhaf..." iye mırıldanmaya devam ediyordu. Bu mırıldanmaların nedenini merak eden Eragon adama doğru eğlerek:
"Özür dilerim," dedi Eragon, "nedir tuhaf olan?"
Mr Ollivander soluk bakışlarını Eragon'a doğru dikerek şunu söyledi:
" Bunun içerisinde bir platypus tüyü ve bir göktaşı parçası var işte tuhaf olan şey bu Bay eragon."dedi ve soluk alarak konmuşmasına devam etti. "Bu asaya iyi bakacağınıza güvenebilir miyim Bay Eragon Lütfen bana söz verin. Sizden büyük işler beklememiz gerektiğini düşünüyorum, Bay Eragon..."dedi. Adam Eragon'a ilk kez çok masum gözükmeye başlamıştı ve yutkundu:
"Elbette"diyebildi yalnızca.
Eragon ürpermişti. Mr Ollivander'den pek de hoşlanmamıştı. Asa için yedi altın para verdi ve Mr
Ollivander de yerlere kadar eğilerek onu geçirdi.







En son Eragon Shadeslayer tarafından Paz Tem. 06, 2008 7:25 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Frogonry Bagterlayer
Frogonry Bagterlayer
Tılsım Profesörü

Mesaj Sayısı : 204
Kayıt tarihi : 30/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

~Eragon ve Silmarwen'in Asası~ Empty Geri: ~Eragon ve Silmarwen'in Asası~

Mesaj tarafından Silmarwen Tinehtele Paz Tem. 06, 2008 5:05 pm

Silmarwen adamın kendisini tanıması çok garibine gitmişti. Biraz ürpermişti. Adam sonra " Siz iki arkadaşı yanıma teker teker almam da bir sakınca yoktur sanırsam..."dedi. "Bay Silmarwen lütfen arkadaşınızı dışarda bekler misiniz. Asa seçimi son derece hassas bir mevzudur ve siz ikinizin birbirinden etkilenmesini istemem."dedi. Silmarwen pek de hoşnut olmadan dışarı çıktı." acaba bu adam bizi niye ayırdıki şimdi hem neden bir şey alırken birbirimizden etkilenelimki" dedi kendi kendine. Dışarısı hafif serindi. Silmarwen etrafına bakınmaya başladı garip tipli insanlar etrafta geziyorlardı. Ve ilerki dükkanların birinin vitrininde bir süpürge dikkatini çekti onun yanına gitmeye karar verdi. Vitrinin yanına varınca güzelce cilalanmış bir süpürge gördü bu ev süpürmek için değildi. Biraz vitrinin etrafını inceledikten sonra Quidditch diye bir şey öğrendi. Herhalde süpürgelerle yapılan bir tür spordu. Merak etmişti ve tabikide oynamak istiyordu çünkü geldiği yerde ii bir sporcuydu. Neden burdada olmasınki dedi ve Quidditch ile düşler krmaya başladı. Quidditch hakkında bir şey bilmmesine rağmen kendine göre hayal kuruyordu. Böyle devam ederken Arkasından bir ses "Hey Silmarwen" dedi silmarwen arkasını dönerek bunun erogon olduğunu fark etti hemen yanına koştu. "Özür ya biraz dolaşıyım dediydim ha bide bana Silmarwen demene gerek yoq Sil yada silmar diye bilirsin silmarwen uzun bir isimde" diyerek içeri girdi. Adam onu ayakta bekliyordu "Evet Bay Tinehtele babanız Aegnor'un benden asa aldğı zamanı hatırlıyorum 32 cm huş ağacından yapılmış içerisinde Hipogrif tüyü vardı." adam biraz düşündükten sonra "Bana asa kolunuzu söyleyin" dedi. " Kullandığım kol sağ kolum" dedi ve adam " kolunuzu uzatırmısınız" dedi adam bir çok ölçü almaya başladı kolunun uzunluğu kafasının çevresinin uzunluğu gibi bazı şeyleri ölçtü sonra adam elindeki mezurayı bırakarak asaların olduğu bölmeye doğru gitti. "Sizde güçlü bir büyü gücü var bay Tinehtele, şunu bir deniyelim bakalım 22 cm çınar ve anka teleği" silmarwen asayı eline aldı adam sanki ondan bişeyler bekliyomuş gibiydi. "eee ne duruyosun sallasana" dedi ona Silmarwen elini tam havaya kaldırdı adam hemen asayı elinden kaptı bu böyle 2-3 asa gittikten sonra silmarwen sıkılmaya başlamıştı en sonunda " İşte buldum bu asa belki olur" silmarwen asayı eline alınca vücudunu bir sıcaklık kapladı sanki bu asayı yıllardır yanında bulunduruyormuş gibiydi. " Hmm güzel... bilirmisiniz Felenkor en derin mağraların dibinde yaşar o na ulaşmak nerdeyse imkansızdır ve çokta güçlüdür. Aldığınız asanın içinde Felankordan alınmış bir tüy var güçlü bir asa. Sizin gibi güçlüdür Asanız yanınızda olduğu sürece korakacak bir şeyiniz olmıyacak" dedi " bu asaya iyi bakmanızı istiyorum" silmarwen "evet, elbette" dedi asa için adama 7 altın vererek dışarı çıktı.
Silmarwen Tinehtele
Silmarwen Tinehtele
Hufflepuff 1. Sınıf
Hufflepuff 1. Sınıf

Mesaj Sayısı : 101
Kayıt tarihi : 30/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz